KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDET

Toplumun en küçük yapı taşı birey, ardından da ailedir. Sağlıklı bir aile yapısına sahip olmadan, güçlü ve yapıcı bir toplumun var olmasını bekleyemeyiz. Burada ünlü düşünür Wilhelm Stekel’in “Aile her türlü iyilik ve kötülüğün öğretildiği okuldur.” sözü akla geliyor. Günümüz Türkiye’sinde ise kötülüğün kanlı canlı haline bürünmüş olan kadına yönelik şiddet, aile kavramını yerle bir eden bir olgu haline geldi. Bu durumun en çarpıcı sebeplerinden biride ataerkil toplum yapısı ve bu yapıyı destekleyen yönetim rejimidir.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDET

Kadına yönelik şiddetten ve aile içi şiddetten günümüzde pek çok kişi müzdariptir. Ailenin toplum içerisindeki sosyal ve ekonomik konumunun her ne kadar aile içi şiddet konusunda etkisinin büyük olduğunu düşünsek de bu büyük bir yanılgıdır. Gelir seviyesi oldukça iyi ve sosyal açıdan oldukça yüksek mertebedeki kadın ve erkekler arasında da aile içi şiddet yaşanmaktadır. Bahsettiğim durum için karşıt ve yaygın olan şu argüman ileri sürülebilir; madem kadının ekonomik durumu iyi, neden ayrılmıyor? Cevabı çok basit. Şiddet uygulayan erkekler kadınları bunu hak ettiklerine inandırıp manipüle edebiliyor, değişeceklerini söyleyip kadının güven duygusuyla oynayarak onu psikolojik açıdan tüketiyorlar veya KADINLAR ÖLMEK İSTEMİYOR! Size yönetim rejiminin bu durumda oldukça etkili olduğunu söylemiştim. Şiddet görüyor ve ayrılmak istiyorsanız fakat sizin arkanızda sizi desteklemek yerine tam aksine katil ve tecavüzcüyü savunan yasalar varsa ne yapabilirsiniz?

Peki ya kültürünüz elinizi kolunuzu bağlıyorsa? Kızını döven dizini döver kültürüyle yetiştiyseniz ve kendi ailenizde dahi babadan şiddet görerek büyümüşseniz kimden yardım isteyeceksiniz? Ne aileniz ne de devlet yanınızda, o halde kendiniz bir şeyler yapamaz mısınız? Okula gönderilmek yerine evlendirilmeseydiniz belki. Sonuçta Türkiye’de doğan kız çocuklarının %35’ine sırf cinsiyetinden ötürü eğitim hakkı tanınmıyor.

Gerçi eğitim seviyeniz iyi ve ekonomik bağımsızlığınız olsa dahi boşandıktan sonrada şiddet ve tehdit görmeye devam edecektiniz. Kimse şunu unutmamalı ki en sağlıklı aile yapılarında öne çıkan terimler iletişim ve empatinin varlığıdır. Karşımızdaki insanı doğru bir biçimde anlar ve anlamaya çalışırsak çözülemeyecek mesele yoktur. Bunun yanında sevgi ve saygı ilişkiyi, sağlıklı bir ilişkide aileyi yeşertir. Gün gelir o yeşermiş ailede tomurcuklar açar. Fakat sevgi ve saygıdan yoksun aile ilişkilerinde o tomurcuklar açamadan solar, kurur ve ölür.

 Ruhu ölmüş çocuklar büyür, sizin yarattığınız nefret ve şiddeti de büyütür. Karşısındakine değer vermeyen ve benmerkezci bireylere dönüşüp ya başka kadınlara şiddet uygularlar ya da annelerinin AYNASI olup şiddete boyun eğen, dudakları kanamış ve kolları morarmış, gözleri yaşlarla dolu kadınlara dönüşürler. Yine de boşanmak isteniyorsa, benim tavsiyem iyi bir boşanma avukatı bulmanızdan yanadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir