Türkiye’de sağlık çalışanları yıllardır iş yükü, uzun nöbetler ve düşük ücretler gibi zorluklarla mücadele ediyor. Ancak son dönemde bu sorunlara bir yenisi daha eklendi: barınma krizi. Özellikle büyük şehirlerde artan kira fiyatları, sağlık çalışanlarının yaşamını doğrudan etkiliyor. Pek çok doktor, hemşire, paramedik ve teknisyen maaşının önemli bir kısmını sadece kira ödemeye ayırmak zorunda kalıyor. Bu durum, sağlık personeli haber gündemlerinde sıkça yer bulmaya başladı ve sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından yeni bir tehdit haline geldi.
Birçok sağlık çalışanı görev yaptığı şehirde ev bulmakta zorlanıyor. Özellikle tayinle farklı illere atanan personel, kira fiyatlarının yüksekliği nedeniyle görev yerine uzak bölgelerde yaşamak zorunda kalıyor. Bu durum, hem ulaşım süresini artırıyor hem de çalışanların dinlenme ve sosyal yaşam dengesini olumsuz etkiliyor. Bazı sağlık çalışanları nöbet sonrası eve dönmek yerine hastanede uyumayı tercih ettiğini belirtiyor; bu tablo, sorunun geldiği boyutu açıkça gösteriyor.
Artan Kira Fiyatlarının Etkisi
Son yıllarda Türkiye genelinde konut fiyatları ve kiralar ciddi şekilde yükseldi. Özellikle büyükşehirlerde, sağlık personelinin aldığı maaşla ortalama bir ev kiralamak neredeyse imkânsız hale geldi. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde kiralar maaşın yarısını hatta bazı bölgelerde tamamını aşabiliyor. Bu durum yalnızca maddi sıkıntı değil, aynı zamanda psikolojik bir baskı da oluşturuyor.
Birçok sağlık çalışanı, bu ekonomik yük nedeniyle ya ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalıyor ya da başka meslektaşlarıyla aynı evi paylaşarak masrafları azaltmaya çalışıyor. Oysa bu kişiler, günün 24 saati toplumun sağlığı için çalışan, fedakâr insanlardır. Barınma gibi temel bir ihtiyacın karşılanamaması, onların hem moralini hem de iş verimini doğrudan etkiliyor.
Kamu Konutları ve Yetersiz Çözümler
Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler zaman zaman sağlık çalışanlarına yönelik lojman projeleri ya da kira desteği açıklasa da bu uygulamalar hem kapsam hem de süre açısından yetersiz kalıyor. Mevcut lojman sayısı, ihtiyacın çok altında. Özellikle şehir hastanelerinde görev yapan binlerce personel için yeterli konut bulunmuyor.
Bazı bölgelerde lojmanlar sadece idari kadrolara veya belirli branşlardaki personellere ayrılmış durumda. Bu da çalışanlar arasında adaletsizlik hissi yaratıyor. Ayrıca mevcut lojmanların bir kısmı eski ve bakımsız olduğu için tercih edilmiyor. Bu nedenle, barınma sorununa kalıcı bir çözüm için yeni konut politikalarının geliştirilmesi gerekiyor.
Diğer Ülkelerdeki Uygulamalar
Birçok Avrupa ülkesinde sağlık çalışanlarının barınma ihtiyacı devlet tarafından özel olarak destekleniyor. Örneğin Almanya’da hastaneler, özellikle genç doktorlar ve hemşireler için düşük kiralı personel konutları sağlıyor. İngiltere’de ise Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) kapsamında çalışan personel, görev yaptığı hastanenin yakınında indirimli konutlarda kalabiliyor. Bu uygulamalar, hem personel memnuniyetini artırıyor hem de şehir merkezlerinde çalışan sirkülasyonunu azaltıyor.
Türkiye’de ise bu tür bir model henüz yeterince geliştirilmedi. Oysa benzer bir sistem, özellikle büyük şehirlerde sağlık çalışanlarının yaşam kalitesini artırabilir ve mesleki motivasyonu güçlendirebilir.
Çözüm Önerileri
Barınma sorunu, yalnızca konut arzıyla ilgili değildir; aynı zamanda sosyal devlet anlayışıyla ilgilidir. Sağlık çalışanları için kira yardımı, lojman desteği veya konut kredisi kolaylıkları gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca hastanelerin yakınında personel için özel konut projeleri geliştirilebilir.
Belediyelerle yapılacak iş birliğiyle sağlık personeline uygun fiyatlı konut alanları tahsis edilmesi, özellikle yeni mezun sağlık çalışanları için önemli bir destek olacaktır. Bu sayede hem ekonomik yük hafifler hem de çalışanlar görev yerlerine yakın bölgelerde ikamet edebilir.
Emeğin Karşılığı Sadece Maaş Değil, Yaşam Kalitesidir
Sağlık personelinin barınma sorunu, doğrudan toplumsal sağlığı da etkileyen bir meseledir. Yorgun, stresli ve barınma kaygısı taşıyan bir çalışan, hizmet kalitesini sürdüremez. Bu nedenle barınma hakkı, sağlık çalışanları için bir lüks değil, bir zorunluluktur.
personel sağlık alanında yapılacak düzenlemelerde, barınma desteği öncelikli başlıklar arasında yer almalıdır. Çünkü sağlık sisteminin sürdürülebilirliği, sadece hastane binalarının değil, içinde çalışan insanların huzuruna bağlıdır. Sağlık çalışanlarına güvenli, insani yaşam koşulları sağlamak, bir teşekkür değil, bir borçtur.